enflasyon emeklilik ötv döviz akp chp mhp
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Anadolu Tabiri, Ökçesiz…

13.04.2021 16:57
0
A+
A-

İlahiyat profesörü, Ayasofya Camii baş imamı Mehmet Boynukalın baskılara dayanamayıp istifa etti.

Eğitiminin, dininin, görevinin bir gereği olarak, Kuran’ın emirlerini ve yasaklarını paylaşıyordu. Günümüzün sosyal medya imkanları ile bildirimlerini yapmaktaydı.

Dini eksenli yorumlarını da paylaşıyordu.

Her zaman olduğu gibi, fincancı katırları rahatsız oldular; kimi anırdı, kimi havladı, kimileri hırladı; topyekûn saldırıya geçip linç kampanyası başlattılar.

YAZI ARASI REKLAM ALANI

Bir ilahiyatçı, bir imam, dinin buyruklarını anlatmayıp da ne yapacak? Bir doktora, şunu yapabilir, bunu yapamazsın der gibi bir şeydir bu.

Neymiş; kamu görevlisiymiş… Buyurgan , keyfine göre bir din isteyenlerin istekleri doğrultusunda açıklamalar yapmalıymış.

Sorun ne? Sorun, ” Öncelikle bu görevi yerine ifa edenlerin korkaklığı, ürkekliği, mücadele yerine kaçmayı tercih etmeleridir”

Bunun yanında, asıl acı olanı: Hem temsil ettikleri müslüman halkın ve o atamayı yapan iktidar yetkililerinin destek vermemesi, yalnız bırakması; hatta iktidar , iktidara destek veren medya ve diğer alimler tarafından eleştiriye tutulması vahim bir durum olmuştur.

Daha önce Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de kaçmayı uygun görmüştü.

Oysa , Chp’de tacizle, rüşvetle, adam kayırma ile suçlanan partililer istifa etmediler.

Dine, Atatürk’e, orduya açıkça savaş açan, dini değerleri aşağılayan, Pkk’lıları, sol terör örgütlerini destekleyen ; hic bir eleştiriden etkilenmeyen, mücadeleye devam eden il başkanı Canan Kaftancıoğlu, partisinden ve diğer sempatizanlarından güçlü destekler alarak görevine devam edebilmektedir.

Yine, aynı partide Pkk’lı milletvekilleri aynı hızla ve aynı öz güvenle yürüyorlar.

Dini temsilcilerimize sahip çıkamıyoruz, borazancılara, zurna ile iştirak ediyoruz, tokat sallıyoruz.

Oysa laik sistemde, dini otoriteler dinin görüşlerini söylerler; isteyen tatbik eder, istemeyen etmez. Ne yani, Kuran faizi, zinayı yasaklamış sa, tesettürü emretmiş se, bunu duyurmayacaklar mı? Onların görevi ilahi buyrukları duyurmak, fetva vermek; halktan dileyenin uyması, dileyenin kabul etmemesi ya da riayet etmemesi laik sistemin bir gereğidir.

Hiristiyan temsilcisi papa ya da Yahudi hahamları kendi dini görüşlerini hiç çekinmeden ilan edebilmekte, açıklamalarından dolayı da baskı altına alınmamaktadırlar.

En önemlisi: Anadolu tabiri ile “ökçeli” olabilmektir. Yani dik durup mücadeleyi sonuna kadar götürmektir.

Maalesef, yine Anadolu tabiri’ ‘tabanı yağlamak” bu kesimin bir ma’kus huyudur.

Geçmişten gelen aman ha! Dikkatli olalım, başımıza bir iş gelmesin, hem biz hem hükümet yara almasın şeklindeki bir tavrı bu günden sonra tasvip etmek asla kabul edilemez bir durumdur.

Bu gün cesur olunmayacak sa ne zaman? Demokratik hak ve özgürlüklerimizi bu gün tatbik edemiyecek se ne zaman?

Otokratik güçlerin keyfine, isteğine, memnuniyet kriterlerine göre mi hayat tarzı belirleyeceğiz?

Becerinizden,. naşarınızdan, hizmetinizden faydalanacak, inanç değerlerinize ise sınırlama getirecekler.

Oysa biz bu halkın dini değerlerine ve özgürlüklerine sahip çıkması hususunda epey mesafe aldığını düşünüyoruz.

Allah rahmet etsin, Muhterem Erbakan’ın bir geleneğini hala yaşatıyoruz. Dünya çapında yaptıklarını minnetle taktir etmekle beraber, ürkekliği, korkaklığı, çekingenliği bizim için kötü bir örnek olmuştur. Bir askerin omuz vurması, küfür etmesi ve bu konudaki cesur hareketleri karşısında ürkek bir davranış bizi kahretmiştir.

Sonuç olarak: müslüman davasının tam adamı olmalı, savunmalı, destek vermeli, cesur olmalıdır. Aksi taktirde, Allah adına karar vericilerin oyuncağı oluruz ve şiddetli bir manevî sille yeriz.

Davanızın yüceliğini, erdem ve kutsiyetini biliyorsanız; sonuna kadar sahip çıkacaksınız, bu uğurda sıkıntılara göğüs gereceksiniz , erkenden pes edip, davayı yarım bırakmayacaksınız.

Sizler de, ilm-i siyaseti iyi bilecek, mesajlarınızı, uyarılarınızı daha farklı bir üslupta, ürkütmeden, dozajında, zamanında vereceksiniz.

Yani, antibiyotik acı şurubu limon ve şeker ile karıştıracaksınız.

Yazarın Diğer Yazıları
REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.