Daha önceleri yahudilerin tarihsel serüvenlerini genişçe anlattık.Burada daha öz ve pratik yönden değerlendirmeye çalışacağız.
Müslümanlarla ciddi manada karşılaşmaları Medine döneminde olmuş, yapılan anlaşmaları bozmuşlar, Hendek Savaşı’nda olduğu gibi, müslümanların meşgul ya da zayıf oldukları bir zamanda diğer düşmanlarla ortak hareket edip müslümanlara saldırmaya cüret etmişlerdir.
En ciddi savaş Hayber’de olmuş, gelirlerinin yarısına el koymak suretiyle toprakları iade edilmiş, göçe zorlanmışlardır.
Dikkat edilirse bunların en önemli iki özelliği; anlaşmalara uymamak ve düşmanlarının zayıf anında hücuma geçmektir.
Para, mal, mülk düşkünlükleri de bilinen özelliklerindendir.
MÖ Asurlular, daha sonra Babiller, Romalılar, 16. Yüzyılda İspanyollar; nihayet Almanya’da Hitler tarafından zulme uğramış, yakılıp yıkılmış, veya sürgünlere gönderilmiş bir milletten bahsediyoruz.
Aslında, genel anlamda müslümanlardan,hele hele Osmanlı’dan ciddi zarar görmemişlerdir. Hatta İspanya’nın sürgüne gönderdiği Yahudilere Osmanlı kucak açmıştır.
Neden tarih boyu zulme maruz kaldılar? Neden ülkelerde istenmeyen millet ilan edildiler? Neden sürüldüler? Neden en kutsal saydıkları Süleyman Mabedi bir kaç kez yıkıldı?
Sorunun cevabı basit: Sürekli fitne, bozgunculuk çıkaran, ülkelerin savaş ve zayıf anlarını iyi kollayan ve bu anları isyanlarla değerlendirmeye çalışan bir ırk…
Tekme yedikleri toplumlara nazaran, kuçak açan, iyilik yapan bir millete ve din mensuplarına karşı acımasız davranışları ; genetik yapılarının bir gereğidir. O genetik yapı da; ‘fırsatçılık ve nankörlüktür”.
Kur’ani ve manevi boyutuna göre değerlendirmeler mümkün ama asıl önemli olan beşer olarak bizlerin ne yapması gerektiğidir.
İnanç boyutunda baktığımızda haşa Allah’a kafa tutan(!), pazarlık yapan, peygamberlerini öldüren, her türlü hileye başvuran bir millet…
Kuran’da belirtildiği gibi müslümanlara karşı asla sevgi beslemeyen, düşmanlık yönünden en şiddetli olan bir kavim…
İnançlarının olmazsa olmaz şartı, Süleyman Mabedi’ni yeniden inşa etmek ve Arz-ı Mev’ud denilen topraklara yerleşmek ve Mesih’i beklemektir.Bu amaçla Mescid-i Aksa’yı yıkacaklar.
Kendi inanışlarına göre Armageddon denilen savaşların olmasından korkmaları ve bundan önce davranarak bu bölgelere tam yerleşme çabaları…
Bu nedenlerden dolayı sonuca gitmek için öldürmek de dahil her şeyi mübah görmeleridir. Gerekirse tüm İslam alemi yok edilebilir!
Yine efsane inançlarına göre Türklerle savaş yapmaları ve yenilmeleri de; kendi aralarında dillendirilmekte ve ona göre tedbirler alınmaktadır.
Taktir buyurduğu anda o beldelerin sahibi olan Allah, mabetlerini elbette koruyacaktır.Önemli olan, biz müslüman kulların ne yapacağı, davranışlarıdır.
Görünen o ki, Müslüman Türk milleti ve O’nun Lideri Tayyip Erdoğan’dan başka çabalayan, mücadeleyi göze alan başka birileri yok maalesef.
Haa! Unutmadan… Demir kubbelerle örülmüş İsrail savunma sistemi ve gücünün abartıldığı kadar olmadığı, normal füzelerle bile nasıl delindiğini gördük.
Bu şımarık, köpek ruhlu terör devletinin arkasında daha büyük zalim, katil ABD vardır. Yani köpek, azgınlık cesaretini sahibinden alıyor.
İnşallah bunların yıkılması müslüman Türk milleti eliyle olacaktır. Bundan da acayip korkuyorlar.
Zaten bir kaç yıldır ABD’ de, Fransa’da görülen iç parçalanma hareketleri, müslümanlara savaş açmakla unutturulmaya çalışılıyor. Yine, İsrail’de hükümeti kuramayan Netenyahu bu saldırıyı; bu amaçla gerçekleştiriyor, yolsuzluktan mahkemeye çıkmasının önünü kesmek istiyor.
Çok acımasızlar, gözleri dönmüş, Filistinlileri katlediyorlar ve geri adım da atmıyorlar. Başta Araplar olmak üzere, tüm müslümanlar bu vebalin altında kalacaklar.
Bir millet, bir toplum göz göre göre katlediliyor ve dünya sessiz.
Eninde sonunda müslüman Türk milletinin şamarını yiyecekler, yaptıklarının hesabını verecekler; öngörümüz ve inancımız tamdır.
En az onlar kadar da sinik, korkak, aşağılık Arap lider ve yöneticileri de sorumludur; haysiyetsizlikleri ile destek ve cesaret veriyorlar lanet olası yaratıklar.
Tek umut olan, tek çaba gösteren bir ülkenin önüne taş koymaya çalışan iç hainler de işin ayrı bir rezil durumu…
Gözleri dönmüş, dünyayı ve konjonktürü okuyamayan muhalefet ve işbirlikçileri Sayın Erdoğan’ı düşürmek üzere kumpas üzere kumpas kuruyorlar.
Bu memleket size bunun hesabını da sorar.
Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de bir pandemi sorunu var, ekonomik zorluklar var; ayrıca dört bir tarafımızda savaş rüzgarları esiyor; bu koro ve baş temsilci seçim istiyor
Nasıl ki, Yahudiler zayıf anları ve fırsatları kolluyorlar, bunlarda Erdoğan’ı zayıf zamanda yakaladıklarını düşünüp seçim istiyorlar.
Sanki hükümeti versen yönetebilecekler!
Hadi oradan! Komiksiniz…
