Terörist İsrail devleti her türlü işgali yapar, çoluk çocuk öldürür, ülke topraklarını alır, kutsal mekanları tarumar eder; dünyada hiç bir güç bunları durduramaz. Cılız, suya sabuna dokunmayan küçük kınamalar olur, ya da yuvarlak sözlerle vaziyet geçiştirilir, durum kurtarılır. Zaman zaman Birleşmiş Milletletler’den aleyhlerine karar çıkar; ne tanırlar, ne uyarlar; tabiri caizse meydan okurlar. Yani, statü sahibidirler, korunup kollanırlar, arkalarında güçler var, dokunulmazlıkları da ihlal edilemez. Türkiye özelinde baktığımızda da CHP, aynı statüde özel ve dokunulmazdır. Sorulamaz, sorgulanamaz. Geçmişte yaptıkları nice insanlık dışı olaylar dillendirilemez, bahsetmek isteyenler de susturulmaya çalışılır. Bu gücün nedeni, Atatürk’ün arkasına sığınıp kendi emellerini gerçekleştirmeye çalışmalarıdır. Sistem yanlısı tutumları bunlara ilave güç katıyor. Her ne hikmetse, bu partide her türlü ahlaksızlık, rüşvet, tecavüz, hırsızlık olur; ne kendileri üzerlerine alırlar, ne de başkalarının kendi üzerlerine gelmesine izin verirler. Sadece son bir yıl içinde milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi düzeyinde çirkef olaylar gündeme geldi, ama CHP en ufak bir suçluluk pozisyonuna girmedi, hiçte üzerine almadı, pişkinlikler sergiledi. Sayısı az ama, özgül ağırlığı yüksek olan medya, birlikler, dernekler, sanatçılar, yazarlar CHP’nin pisliklerini kapatmada çok mahirdirler, birbirlerine yüksek seviyede destek verirler. Olayları bastırmak için topyekûn Ak Parti’ye saldırıya geçerler, gündemi farklı bir yöne kanalize ederler. Derhal laik sisteme ve rejime karşı tehlike var yaygarası ile Ak Parti kızağa oturtulur. Cambaza bak cambaza yöntemi ile suçlanan Ak Parti günlerce kendini savunmaya çalışır, bu arada CHP bel altı vurmaya devam eder . HDP ile ittifak kaygısı ile açıktan pkk terör örgütünün ismini söylemekten kaçınırlar, tam tersine hükümeti ve devleti suçlu görürler. Geçmişte yaptıkları her türlü çukurluğu, alaçaklığı hala yapmaya devam ediyorlar. Geçmişte, sahte çarşaflı kadınlara parti rozeti taktılar, kısa bir süre sonra çarşaf yırttılar.Müftü eşiyim diyerek dindarlara ve Cumhurbaşkanı’na hakaret ettirdikleri kadın; başı açık, mini etekli kendi üyeleri birisi çıktı. Utandılar mı? Nerdee! Utanacak yüz mü var onlarda? Son günlerde iki bayanın aç olduklarını, torunlarına süt alamadıklarını, maaşlarının düşük olduğunu, Tayyip artık git serzenişleri ile dile getirdiklerini dinledik. Yine aynı numara, yine aynı adice tuzak. Yine oyunları ortaya çıktı. İki bayan da kurmaca, rolcü, CHP’li çıktı. Hatta bunları üst düzey bir CHP’li organize ediyordu. Bu kadınların lüks yaşam içinde, viski yudumladıkları, çilingir sofrasına kuruldukları resimleri ortaya çıktı. Bile bile yaptıkları bu sahtekarlıktan en ufak bir şekilde utanmıyorlar, tam tersine acayip pişkinlik sergiliyorlar. Ayrıca ne bir ceza alıyorlar ne de kınama. Daha, nice sahtekarlıklara imza atmak için ne planlar kuruyorlar kim bilir! Hiç bir devlette bir siyasi parti, böyle bir rezilliği yapamaz, cezasız kalmaz. Bu rahatlığın kaynağını,merak etmiyor değiliz. Korunaklı, dokunulmaz bir kale gibi duruyor… Etik, edep, ahlak, hukuk, evrensel insan hakları; bunlar için lükstür.